MBσz♥Eℓιz Co Admin
Mesaj Sayısı : 460 Yaş : 29 Nerden : Azerbaycan
| Konu: Üç dizide oynamakla oyuncu olunmaz! C.tesi Haz. 30, 2012 4:52 pm | |
| Artık kadınları yüreklendiriyorBir zamanların Nermin'i Melek Baykal, "Kadın kuşağına kalite getirdik" diyor OYA DOĞAN GAZETE HABERTURK- HT MAGAZİN‘Ferhunde Hanımlar’ı hatırlar mısınız? Orada Nermin adlı bir anne, evlat ve eş vardı. Çok kalabalık bir oyuncu kadrosu olmasına rağmen Nermin her bölüm seyirciyi kendisine hayran bırakırdı. Nermin’in olduğu sahneleri iple çekerdim. Çünkü sanki aramızda ekran yoktu. Bizim evin salonunda sohbet ediyor gibiydik. Melek Baykal’dan bahsediyorum, bana ekranda duru oyunculuğun ne olduğunu öğreten insandan... Kendi adıma emin olduğum bir şey var. Eğer Melek Baykal bir işte varsa orda mutlaka samimiyet vardır. Bir yıldır bu defa başka bir maharetiyle tanıştırdı bizi. Kadın kuşağında ‘Melek’ adlı bir program yapıyor. Bu defa kadınları yüreklendirmek misyonunu üstlendi. Geçtiğimiz hafta programın sezon finalini yaptı. Ben de son çekim gününe konuk oldum ve bir sezonu birlikte değerlendirdik.6 yıldır bir kadın kuşağı programı yapmam için çok yoğun ısrarlar vardı. Ben bundan uzak durup hep "Bu benim işim değil" dedim. Sanki bütün kadın kuşağı yapanların işiymiş gibi... Çok teklif alınca sonunda kendi kendime "Bu kadar insan ısrarla istiyorsa bir bildikleri var" diye düşündüm. Zor oldu ama "Tamam" dedim. Ama stüdyoya girince heyecanlandım. Bir oyuncu olarak bu kadar büyük alanlara çok alışkınım. Yıllardır tiyatro sahnelerinde seyircinin karşısına çıktım. Ama bunun oyunculukla ilgisi yok. Çünkü burada Melek Baykal olarak varsınız. Ama galiba iyi bir şey oldu.Siz yıllarca tiyatro, dizi derken sadece oyunculuk yaptınız. Kadın kuşağında program yapmaya nasıl ikna oldunuz?Bir oyuncunun böyle radikal kararlar alması çok da kolay bir şey değil. Altı yıldır bir kadın kuşağı programı yapmam için çok yoğun ısrarlar vardı. Ben bundan uzak durup hep "Bu benim işim değil" dedim. Sanki bütün kadın kuşağı yapanların işiymiş gibi... Çok teklif alınca sonunda kendi kendime "Bu kadar insan ısrarla istiyorsa bir bildikleri var" diye düşündüm. Zor oldu ama "Tamam" dedim. Ama stüdyoya girince heyecanlandım. Bir oyuncu olarak bu kadar büyük alanlara çok alışkınım. Yıllardır tiyatro sahnelerinde seyircinin karşısına çıktım. Ama bunun oyunculukla ilgisi yok. Çünkü burada Melek Baykal olarak varsınız. Ama galiba iyi bir şey oldu.Bir sezonu geride bıraktınız. Şimdi dönüp baktığınızda ne diyorsunuz?Çok keyifli geçti. Çok yüksek bir çıtada başlayıp düşseydik üzülürdüm. Ama çok normal bir yerlerde başlayıp günden güne yükselen bir grafiğimiz oldu. Benim burada kameralarla alakam yok. Resim verme derdinde değildim. Stüdyodaki seyircimle devamlı ieltişim halindeyim ve asla kameralara bakarak oynamıyorum.Türkiye'deki kadın kuşağı denilince göbek atılan programlar aklıma geliyor. Siz bunu yıktığınızı düşünüyor musunuz?Bana göre bir hayli yıktık. Ama yapılması gereken de buydu. Biz programa başladığımız aylarda seyircinin algısı daha magazinel ve eğlenmeye yönelikti. O nedenle biz de biraz o işlere girdik. Ama daha sonra başka bir noktaya taşıdık. Önümüzdeki sene çok güzel hedeflerimiz var. Tabii ki hepsi sır ama bambaşka bir kadın kuşağı yapacağız.Nasıl tepkilerle karşılaşıyorsunuz?Ben seyircimle sokağa çıktığım zaman iç içe yaşamayı çok seven bir kadınım. Pazarıma gider alışverişimi de yaparım. Öyle isimler var ki, hemen seyirciyle aralarına bir duvar örerler. Hepsinin yanlarında korumaları, asistanları olur. Halbuki çok yanlış bir şey yapıyorlar. Seyirci kimsenin üzerine atlamaz. Tam tersi sıcak ve samimi bir iletişim kurar.Neden böyle bir tavır takınıyorlar?İstisnaları katmıyorum ama yeni jenerasyonda pekçok isim emek vermeden bir noktaya geldiler. Emek verseylerdi bunu yapamazlardı.Kadın kuşağı çok zordur. Bir de "Seyirci istiyor, bunu veriyoruz" derler. Bir sezonun sonunda siz anladınız mı? Sahi bu seyirci ne istiyor?"Seyirci bunu istiyor" deyip kalitesiz işler yapmak; işin kolayına kaçmak düşünmemek demek. Bu işin sırrı samimiyetmiş. Belki de insanlar yıllardır özlemini duydukları başka bir platform arıyorlardı. Mütevazı olamayacağım ama Melek programıyla bunu yavaş yavaş algılamaya, hissetmeye başladılar. Bu kuşakta kadınlarımız; biraz yüreklendirilmek, eğitilmek, öğrenmek istiyorlar.Televizyonla eğitilir olduk. Üzerinizde çok daha fazla sorumluluk hissetmiyor musunuz?İnşallah o sorumluluğun altında yorulmam. Eğer sunucu kimliğinizle hayatınız boyunca yaptığınız çok büyük yanlışlarınız yoksa, düzgün bir grafiğiniz varsa, magazinel olgunuzla o kadınların karşısına çıkmadıysanız, hep düzgün işler yaptıysanız, sayılıp sevildiyseniz artınız daha fazla olur. Ama ne kadar özel hayatınızla, evliliklerinizle, flörtlerinizle gündeme geldiyseniz seyirci sizi bir noktaya kadar taşır ama sonra güm diye bırakır. Türk kadını çok sağduyuludur. Sevip sayacağı, güveneceği kişiyi ayırt eder.Bu tempoda bir dizide oynayamazsınız ama izlemeye fırsat buluyor musunuz?Evde olduğum sürece bakıyorum. İnanılmaz bir dizi enflasyonu var. Türk televizyonlarında bu kadar dizi furyasının olmasını doğru bulmuyorum. Bir de keşke diziler 45 dakikaya indirilse. Şimdi Çıplak Gerçek dizisiyle ilk kez bu denenecek. Ama bu işte oyunculara da fedakarlık düşüyor. Oyuncular olarak "Bu kadar paralar alalım ama 45 dakika olunca da aynı paraları alalım" diyoruz. Böyle bir şey yok. Ne kadar köfte o kadar ekmek.Üç dizide oynamakla oyuncu olunmazMelek Baykal, Halit Ergenç ve Erdal Beşikçioğlu'nun canlandırdıkları karakterleri çok iyi taşıdıklarını söylüyor: "Muhteşem Yüzyıl' başladığında Halit Ergenç'te Kanuni'nin edası, tavrı oturmamıştı. Ama çıtasını o kadar yükseltti ki, şimdi ekranda Kanuni'yi görüyorum. Erdal Beşikçioğlu'nu ise tartışmam bile. Çünkü Erdal çok iyi bir aktördür. Kıvanç Tatlıtuğ ise gerçekten çok başarılı bir çocuk. Kendini yenileyen ve bu işe abanan bir çocuk. Ama şunu bilmenizi istiyorum. Oyunculuk hiç kolay bir iş değil ve çok derin bir kuyu. Üç tane dizi film yapmakla oyuncu olunmuyor." | |
|